Empty the Bank
Şimdi kabul edelim… hepimizin içinde bir yerlerde o çılgın hayal vardır: “Bankayı soysam da şöyle rahat etsem…” Ama gerçek hayatta yapamıyorsan, oyunda yaparsın! Empty the Bank tam olarak bunun tatlı versiyonu. Slotter’da karşıma çıktı, önce güldüm. Sonra ciddiye bindim. Ciddi ciddi bankayı soydum.
Oyunun teması tam kıvamında. Karanlık arka plan, siren sesleri, yüzü maskeli tatlı bir hırsız. Oyun seni suça teşvik etmiyor tabii, ama adrenalini tam dozunda veriyor. Ekranda kasa var, altın var, para çantaları var… Bir noktada “Bunları gerçek hayatta da istiyorum” diyorsun.
Bonus turları ise bambaşka. Para sembolleri toplanıyor, kilit açılıyor, özel özellikler geliyor. Her yeni spin’de bir umut doğuyor. “Tamam bu sefer çıkıcam” diyorsun. Slotter’ın katkısıyla oyun zaten akıyor. Takılmadan, kasmadan, çatır çatır ilerliyor. Bir bakmışsın yarım saat geçmiş.
Empty the Bank, klasik spin düzenini biraz değiştiriyor. Özellikle bonus moduna geçtiğinde ekranda kasalar birikiyor, topluyorsun da topluyorsun. O an var ya… sanki filme girmişsin. Arka planda aksiyon müziği, ekranda patlayan semboller. Resmen hırsız filmi çekiyor gibisin.
Ama bu oyun kaos değil. Tam aksine düzenli bir çılgınlık. Ne zaman ne geleceğini bilmiyorsun, ama her gelen seni mutlu ediyor. Hele o “Toplayıcı” sembolü var ya… görünce ayağa kalkasın geliyor. Çünkü bilirsin, şimdi işin rengi değişecek.
Slotter, bu oyunu doğru zamanda karşına çıkarıyor. Ne zaman biraz heyecan, biraz kahkaha arasan, denk geliyorsun. Arayüz zaten kullanıcı dostu. Aç, oyna, kazan. O kadar kolay. Bir de mobilde misin? Tamam işte, nerede olursan ol, bankayı soyuyorsun.
Bu oyun seni yormuyor. Kasmadan kazandırıyor. Gerçekten slot oyunlarında aranan tat neyse, Empty the Bank’ta mevcut. Heyecan, aksiyon, sürpriz… hepsi bir arada.
Bazı rüyalar gerçek olmaz, ama bazı oyunlar onları yaşatır. Empty the Bank, işte tam da öyle bir oyun. Hem eğlendiriyor, hem içindeki gizli hayali besliyor. Dolu dolu bir deneyim.
Yani boşuna stres yapma. Gerçek bankalarla uğraşacağına, Slotter’a gir, sanal kasaları boşalt. Hem riski yok, hem adrenalini bol. Kazanırsan sevap gibi, kaybedersen bile bir macera yaşamış oluyorsun.
Bak şimdi... bazen böyle karmaşık efektler, hikayeler falan aramazsın. Düz, net, kazanç odaklı bir şey…
Bazen oyunlar da çikolata gibidir. Rengarenk, tatlı tatlı göz kırparlar. Sonra bir ısırırsın, içinden karamel…
Bir oyun hem tarihi hissettirsin, hem de parmaklarını heyecandan titretsin istiyorsan... işte sana Wisdom of…
Dostum şöyle bir düşün. Gökyüzünde parlayan yıldızlar, büyülü bir prenses, pembe mor ışıklar… kulağa masal…
Bazen bir oyun açarsın, ekran bir parlaklaşır. Sonra gözlerin o sembollere takılır. Tamam dersin, “bugün…
Sugar Rush şu ismi duyunca bile yüzünde bir gülümseme beliriyor değil mi? Tam böyle çocukluğun…